Sıkça Sorulan Sorular

LGS’nin sadece adı mı değişti?

Sınavın sadece adının değiştiğini söylemek yanlış olur, adıyla birlikte içeriğine dair de köklü değişikliklerin olduğunu görüyoruz. Bir önceki sınav sisteminden farklı olarak LGS’nin öğrencilerin daha çok anlama, ilişki kurma, yorum yapabilme ve mantık yürütme becerilerine odaklandığını söyleyebiliriz. Yani değişimin etkileri isimden öte soru içeriğinden soruyu sorma tarzlarına kadar görülüyor.

Bir önceki sistemden farklı olarak LGS ile birlikte Türkçe ‘de farklı metinlerin karşılaştırılmasına ve bir metine bağlı olan birden fazla soru sorulmasına yönelik, medya okuryazarlığını ölçen görseller ile desteklenmiş metinler ile karşılaşmaya başladık. Aynı şekilde Matematik için de birden fazla konunun bir araya getirildiği sorular daha çok karşımıza çıkmaya başladı diyebiliriz.

Soru kitabı çözmekle kitap okumak aynı mantıkta mıdır?

LGS sınav sisteminin içerik olarak öğrencilerin anlama, yorumlama ve ilişki kurabilme becerilerini ölçtüğünü göz önünde bulundurursak kitap okumanın sınav üzerinde olumlu bir etkisi olacağını söyleyebiliriz. Fakat tek başına kitap okumak sınavda iyi sonuçlar alınacağı anlamına gelmez. Kitap okumayı daha çok kendimizi kişisel anlamda geliştirmek için tercih ederiz. Öğrenciler ise sınavdaki  soruları bir hedef doğrultusunda çözmeye çalışıyor. Bu yüzden kitap okumanın olumlu bir etkisi olabileceğini söyleyerek test kitabı çözmekle aynı mantıkta olmadığını da belirtmek gerekiyor. Hiç kitap okumayıp sınavda yüksek netler yapan öğrenciler ile de her zaman karşılaşabiliyoruz; çünkü sınavdaki soruları çözmek aynı zamanda bir teknik gerektiriyor.

Bursluluk sınavlarında alınan neticeler gerçek sınava (LGS) ışık tutar mı?

Bu iki sınavdan birinden alınan sonucu bir diğerinin tahmini için kullanmak doğru olmayacaktır; çünkü bursluluk sınavları ile LGS sınavı birbirinden tamamen farklıdır. Herhangi bir kolej için girilen bursluluk sınavı öğrencinin alt yapısını yani 6,7 ve 8. sınıf boyunca öğrendiklerini ölçmeye yönelik olacaktır. LGS olarak adlandırdığımız sınav ise tamamen farklı olarak sadece 8. sınıfta öğrenilmiş bilgileri ölçmeye yönelik bir müfredat sınavıdır. Bu yüzden iki sınavı birbiri ile ilişkilendirmek ve karşılaştırmak öğrenci için doğru bir sonuç değerlendirmesi oluşturmayacaktır.

İyi bir (LGS) sınava hazırlık test kitabının 4 özelliği nedir?

LGS sınav döneminde doğru bir test kitabı seçmek öğrencinin gelişimi ve hedeflerine ulaşması açısından oldukça önemli. Öncelikle test kitabı seçerken öğretmenlerimizin fikirlerini göz önünde bulundurmakta fayda var. Ardından güncel sınav sistemine uygun soruların bulunduğu bir kitap olup olmadığına bakmak gerekiyor. Ek olarak kitabın iyi bir ekip tarafından hazırlanmış olması ve sınavda sorulan soru tiplerine yakın bir içeriğe sahip olması göz önünde bulundurulmalı. Son olarak ise kitabın iyi sorular yanında öğretici özelliğinin yeterli olup olmadığı da iyi bir test kitabı seçerken dikkat edilmesi gereken bir diğer özellik diyebiliriz.

Okul başarısı ile sınav (LGS) başarısı paralel mi ilerlemelidir?

Okul başarısı ile LGS sınav başarısı her zaman paralel ilerlemeyebilir. Öğrencinin okuldaki başarı sıralaması ilk 5 olurken, hatta okulda sınıf birincisi bile olurken, kursta yapılan sınavlarda gösterdiği başarı daha alt sıralarda olabiliyor. Bunun nedenlerinden bazıları ise okulun öğrenci değerlendirme sisteminin eğitim, davranış kanaat notu gibi birleşenleri de içinde barındırması. Sınav başarısı ise öğretmek ile ilgili, öğrencinin öğrendiği bilginin direkt olarak ölçülebileceği bir test LGS. Bu yüzden okul başarısı ile özel kursta gösterdiği başarı ikisi birbirine paralel olabilmekle birlikte aslında çok farklı da olabilir diyebiliriz. Burada lise okul seçimi için daha belirleyici olan başarı, öğrencinin okuldaki başarısı değil, sınav hazırlığındaki başarısı olmalıdır.

Eğitim kurumunuz neden Türkçe ve sözel dersleri üzerine yoğunlaşmış durumda?

Yakın dönemde ne okullarda ne de özel eğitim merkezlerinde Türkçe-Sözel sınıfları, talep yok iddiasıyla pek açılmıyor. Oysa üniversitelerin sözel alandan öğrenci alan bölümleri halen mevcut. 

TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) sınavlarında Türkçe ve Matematik branşlarından başka branş kalmadı. Seçtiği branş ne olursa olsun öğrenci mutlaka Türkçe sorusu çözmek durumunda. Örneğin tıp okumak isteyen bir öğrencinin, en az 40 Türkçe sorusu çözmesi gerekiyor. Ya da hukuk eğitimi almak isteyen bir öğrencinin doğru çözeceği Türkçe sorusu, matematik sorusundan daha öncelikli oluyor. Sınavda karşılaşılan gerçeklik bu şekildeyken, tek ders matematikmiş ya da sosyal derslerin dışında öğrencinin yardım almasına gerek görmeyen çalışma programları hazırlanıyor dershaneler genelinde.  

Neslihan Çopur eğitim kurumumuzda ise sözel ağırlıklı eğitim almayı tercih eden öğrencileri öncelikle bir araya getiriyoruz. Sonrasında sözel alanda öğrencinin” hangi öğretmenle, kaç saat derse ihtiyacı var” gibi teknik detayları belirleyip öğrencinin ihtiyaçları doğrultusunda ders programı oluşturuyoruz. 

Hem öğrencinin hem ailelerin maddi-manevi zamanını ve emeğini göz önünde bulundurarak, öğrenci odaklı hazırladığımız programlarda Türkçe dışında hangi ders grubuna ağırlık verilmesi gerektiğini, hangi alandaki kaç sorunun hangi kitaptan, ne kadar zamanda çözülmesi gerektiği gibi önemli detaylarla öğrencilerimizi yönlendiriyoruz. 

Liseye / üniversiteye hazırlanan bir öğrenci velisiyim. Çocuğuma neden Türkçe- sözel ağırlıklı bir kurs eğitimi aldırmalıyım?

Son 2 yıldır liseye ve üniversiteye giriş sınavlarında paragraf sorularının mantığı değiştirildi. Öğrencilerin karşısına daha somut, daha teknik paragraflar çıkmakta; üstelik bu durum sadece Türkçe sorularında değil diğer ders soru tiplerinde de karşımıza çıkmaktadır. Türkçe dersine genel olarak hâkim olmak, paragraf sorularının mantığını kavramak aslında test sınavının geneline yansıyacak bir başarının da anahtarıdır. 

Eğitim kurumumuzda Türkçe ve edebiyat sorularına yönelik eğitim ve öğretimin yanı sıra öğrencilerin öğrendiklerini test sisteminde nasıl uygulayacaklarının da eğitimini veriyoruz.

Sınavda soruların çözüm tekniği ders içeriklerimizle paralel anlatılmaktadır. Testlerde soru çözme metodolojisinin öğretilmesi sadece Türkçe ve sözel ders gruplarında değil, tüm sınav genelinde uygulanabilecek biçimde öğretilmektedir. Öğrencinin alışık olmadığı bir soru tipi ya da bilmediği bir şık ile karşılaştığında bile, geliştirdiğimiz özel yöntemlerle bu soruları doğru yanıtlamasını sağlıyoruz.

Öğrenci grup çalışmasına başladıktan sonra da birebir olarak ders almaya devam edebilir mi?

Elbette; öğrencilerimizin grup içerisinde ya da birebir eğitimleri tamamen öğrencinin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmektedir. Gerekli görüldüğü takdirde eğitim takvimi birebir derslere geçiş ardından tekrar grup eğitimi şeklinde planlanabilir.

Kurumunuzdan ders almadan da danışmanlık hizmeti alabiliyor muyuz?

Evet; ders eğitimi harici danışmanlık desteğimiz mevcuttur. Öte yandan bu danışmanlığı verebilmemiz için öğrenciyi tanımak ve sonrasında doğru yönlendirmek adına birebir derslerde bir çalışma süresi belirliyoruz. Soru çözme odaklı olan bu kısa tanışma programı sonrası öğrenciden edindiğimiz geri dönüşlerle, öğrencinin yetenekleri doğrultusunda danışmanlık hizmeti verip, gerekli yönlendirmeleri gerçekleştiriyoruz. 

Kaçıncı sınıfta sizin eğitim programınıza başlamak daha uygun olur?

Ülkemizde eleme ve yerleştirme sınavları 8. ve 12. sınıfta gerçekleştiğinden dershane ve kurs eğitimleri de genellikle bu sınıflarda ağırlık kazanıyor. Öte yandan bizim kullandığımız metodolojide ara sınıflarda okuduğunu anlamak, o paragrafları algılayarak sorunun çözümüne gidebilmek de önemli bir süreç. Bu açıdan sınava girilen 8. sınıf ve 12. sınıf seviyelerinde öğrenciler, bu eğitim açısından geç kalmış oluyorlar. Sınav senesinden önce, ara sınıflarda da öğrencilerimizi tanıyabilecek daha esnek bir çalışma takvimi ile çalışmayı daha uygun görüyoruz. 

Öğrenci kontenjanınız kaç kişilik?

Eğitim kurumumuzda tüm öğrencilere en verimli olabilecek biçimde “ders-danışmanlık-süreç yönetimi” programımız çerçevesinde 8. sınıf ve 12. sınıf öğrencilerinden toplamda 50-70 öğrencilik kontenjanımız mevcut.

Sadece danışmanlık desteği için bir kontenjan sınırımız bulunmamaktadır. Danışmanlık eğitimi aldıktan sonra, kurumumuzda farklı öğretmenlerin derslerine ya da başka özel ders öğretmenlerine yönlendirme yöntemi izliyoruz.

Süreç yönetiminde nasıl bir teknik kullanıyorsunuz?

Sertifikalı koçluk eğitimlerimiz sayesinde bu süreç yönetimini öğrencilerle birebir iletişim kurarak sürdürüyoruz. Bu noktada hedefimiz öğrencinin yaşadıklarının normal olduğunu kendisine göstermek. Örneğin, Kasım-Aralık aylarında öğrenci psikolojisinde dalgalanmalar olur ve öğrenci “Daha fazlasını yapamıyorum” hissiyle mücadele edemeyerek çalışmayı, sınava hazırlanma sürecini bırakmak ister, bu dönemde duygusal kırılmalar dahi yaşanabilir. Bu aşamada, öğrencinin öğretmene güveniyor olması hayati önem taşımaktadır. Öğrencinin öğretmeniyle, danışmanıyla olan ilişkisi bu kırılmaları toparlar. 

Teknik anlamda ise süreci öğrencinin girdiği deneme sınavları üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Örneğin, öğrencinin 5 netten 10 nete çıkmış olması kendi seviyesi açısından önemli bir kriter olabilir. Unutulmamalıdır ki, her öğrenci için başarı tanımı 20 soru üzerinden 20 net yapmak değildir. Önemli olan sürecin, 8-9 aylık bu zaman diliminin kendi kapasitesine göre en üst düzeyde tamamlanmasıdır. 

Öğrencinin iletişim diline inerek, onların anlayabileceği bir dille yönlendirilmesi öğrenci koçluğumuzun en öne çıkan özelliğidir. Bu yönetimi ve yönlendirmeyi de gene öğrenciyi en iyi şekilde tanıyarak, çözümleyerek gerçekleştiriyoruz.